AYLİN DAYOĞLU

Anasayfa Tedmed Network AYLİN DAYOĞLU

AYLİN DAYOĞLU

2015 MEZUNU

Organizasyonel Psikolog

instagram:@aylindayoglu

1_ Öncelikle bize TED İstanbul'dan sonraki eğitim hayatınızdan bahseder misin? İkinci olarak şimdi neler yaptığından.

TED’den mezun olduktan sonra bile TED’in bana kattıklarını hissettiğim birçok ortamın içerisinde bulundum. TED’in bana kattığı bakış açısı ve öğrenim hayatımda öğretmenlerimden aldığım destek sayesinde mezun olduktan sonra hep özgüvenli hissettim.

Mezuniyetimin ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Psikoloji Bölümü’ne başladım. Bilgi’de birçok akademik kulüpte ve farklı organizasyonlarda yer alma fırsatı buldum ve TED’de gerçekleştirilen TİUF ve EnvironmenTED gibi forumların içerisinde bulunmanın bana kattıklarını yakından gözleme fırsatım oldu. Sosyal sorumluluk projeleri ve akademik açıdan oldukça yoğun bir üniversite hayatı geçirdim. Psikolojinin bir çok alanını görme ve deneyimleme fırsatı buldum. TPÖÇG gibi ulusal psikoloji gruplarının içerisinde bulundum, TEGV’de drama eğitmenliği yaptım, klinik ve organizasyonel alanda stajlar yaptım. Ardından İngiltere’de, ilgimi çeken ve bende merak uyandıran organizasyonel psikoloji alanında yüksek lisans yapmaya karar verdim.

Yüksek lisans dönemi oldukça yoğundu, birçok uluslararası şirket ile projeler yapma fırsatım oldu ancak derslerim bittikten sonra COVID-19 sebebiyle İstanbul’a dönmek durumunda kaldım.

Öğrenim hayatımı burada noktalamayı düşünmüyorum. Şu anda Türkiye’de klinik psikoloji yüksek lisansı için hazırlıklarımı sürdürüyorum. Bununla beraber Adizes Institute Tükiye’de iş geliştirme alanında çalışıyorum. Uluslararası ve ulusal firmalarla sürdürülen projeler yapıyoruz ve bununla beraber farklı eğitim programları üretip düzenliyoruz.

2_ Organizasyonel psikoloji nedir? Organizasyonel psikolog ne yapar biraz bahseder misin?

Organizasyonel psikologlar günümüzde çok daha fazla önem kazanmaya başladı zira endüstri devrimlerinden önce tarım toplumunda ailecek çalışma vardı fakat endüstri devriminde organizasyonların verimliliklerinin arttırılması üzerine süreçler oluşturuldu ve iyileştirildi. Ancak son zamanlarda yaşanan çok hızlı değişim ile şirketlerin çevrelerine hızla adapte olması, uyum sağlaması çok daha kritik bir hal aldı. Hızlı değişime uyum için organizasyonların dışarıdan müdahale ile değil organik olarak hareket etmesi gerekiyor, bunun için de çalışan psikolojilerinin her zaman sağlıklı olması önem taşıyor. Organizasyonel psikologlar da bu alanda çalışıyorlar; şirketin içerisindeki farklı yönetim tarzlarının birbirleriyle çalışmasına destek olarak yıkıcı olmadan yapıcı çatışmalarla karar verilmesini ve geri adım atmadan alınan kararların uygulanmasını sağlayacak yöntem ve tedbirleri şirket içerisinde uygulamaya koyuyorlar. Bunlar zaman zaman işe uygun insan alımı zaman zaman süreçlerin, yetki ve sorumlulukların, ödül sistemlerinin, vizyon ve misyonun tespit edilmesi, şirket içerisinde içselleştirilmesi ve yukarıdan aşağıya kadar her seviyeye indirilmesini kapsıyor. Bunların yanında koçluk, ölçme değerlendirme gibi süreçlere de odaklanıyoruz. Atılan adımların kanıta dayalı ve bilimsel veriler ile ilerlemesi ise oldukça önemli bir nokta.

Özellikle günümüzde ruh sağlığı iyi olan şirketler değişime proaktif olarak tepki veriyor ve böylelikle rakiplerinin önüne geçme imkanı elde ediyor. Zaman git gide değişiyor özellikle içerisinde bulunduğumuz bu değişen zamanda birçok organizasyonel psikolog göreceğimizi düşünüyorum.

 

3_ Seni organizasyonel psikolog olmaya iten şey neydi?

Her zaman psikolog olmak istiyordum. Bu isteğim zaman içerisinde psikolojinin farklı alanlarına yoğunlaşıyordu. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde birçok alanı tanıma fırsatı buldum keza bir sınırlandırmanın olmamasının oldukça büyük bir etkisi vardı. Ben de elime geçen her fırsatı deneyimledim ve sonrasında beni en çok heyecanlandıran alanın organizasyonel alan olduğuna karar verdim. Ancak farklı alanlarda akademik çalışmalarıma devam etmeyi planlıyorum.

4_ Pandemi sebebiyle insanlar işyeri yerine evde çalışmaya başladı. Bu sence çalışanlar için ne gibi problemler veya avantajlar ortaya çıkardı? Aynı zamanda sence pandeminin yanında gelen yeni çalışma şartları şirketlerde psikolog bulundurma ihtiyacını arttırdı mı?

Pandemi birçok şirketi büyük ölçüde etkiledi ve bununla beraber büyük değişimler yaşandı. Şu anda etrafımıza baktığımızda çalışanların home office olduğunda iş yüklerinin çok fazla olduğu ve evde oldukları için dikkat dağınıklığı yaşadıkları gibi geri bildirimler duyuyoruz. İki şekilde de çalışanlara ve şirketlere artıları ve eksileri olan bir durum içerisindeyiz. Krize ayak uyduramayan şirketler sıkıntı yaşayabiliyorlar ve özellikle çalışanların kişisel ve sağlık ihtiyaçları ön plana çıkıyor. Bu dönemde ev ve şirket arasındaki bağlantının karmaşıklaşmaması için çalışanlar psikologlara ihtiyaç duyuyor. Artık ihtiyaçlar ekip bazında incelemenin yanı sıra birey bazında da inceleniyor ve buna göre aksiyon planları alınıyor. Bu durumda iş yerlerinde psikologlara duyulan ihtiyaç artıyor. Teknolojik alt yapıyı sağlayan şirketler ofisleri küçültüp hibrid modele geçiyorlar bu da ev içerisinde kişilerin iş yapmasının kalıcı olacağı manasını taşıyor. Yalnız yaşayanlar için değil belki ama aile olarak yaşayanlarda kişilerin özel hayatlarıyla iş hayatlarını ayıracakları yerlere olan ihtiyaçlar doğuyor. Şirketler de bunu telafi etmek için ofislerini küçülterek kazandıkları tutarları çalışanların evdeki ofis ihtiyaçlarını ve iletişim ihtiyaçlarını karşılamak için kullanmaya başladılar. Hatta bazı şirketler çalışanları rahat etsin diye ofislerindeki çalışma alanlarını; koltuklarını ve masaları evlere gönderdi çünkü evde çalışma aynı zamanda ergonomik problemleri de doğurdu.

 

5_ Destek beklediğiniz ya da hayata geçirmek istediğin projeler neler?

Klinik psikoloji alanında da uzmanlaşarak akademik hayatımı iş hayatımla beraber sürdürmeyi ve bununla beraber videoları ve blogları içerisinde barındıran online platformlarda bazı projeler geliştirmeyi hedefliyorum. Bu projelerde beni desteklemeniz beni oldukça mutlu eder.

 

6_ TED İstanbul Koleji ailesine iletmek istediğin bir şey var mı?

Özellikle herkesin kendi koçu olması gerektiğine inanıyorum çünkü gelişim kişisel gelişimle başlıyor. Kişisel gelişim de kendi özüne güven inanma ve iç motivasyon ile meydana geliyor. Önümüzdeki dönemde değişim kaçınılmaz bir gerçek; değişim özünde insan üzerinde süreç yaratıyor. Bu stresi yönetebilen ve değişime uyum sağlayan kişiler de başarı ipini göğüslüyor. Benim tüm arkadaşlara önerim kendinize güvenin, değişimi benimseyin, değişimin yarattığı problemlere değil fırsatlara odaklanın. Unutmayın, başkasının problemleri sizin fırsatlarınız olabilir.

TED İstanbul Koleji ailesine, sayın hocalarıma ve sevgili arkadaşlarıma sevgilerimi iletiyorum.